Hyaluronik asit, cilt için son derece önemli bir yapı taşıdır. Cilt altında yani derinin “dermis” adı verilen katmanında doğal olarak varolan bu madde, suyu tutarak cildinizi nemlendirir, cildinizin gerginliğini ve tazeliğini korumasını sağlar. Yaşlanmaya başlayınca, vücudun hyaluronik asit üretimi azalır, cilt elastikiyetini ve canlılığını kaybeder. Bu fark, genç kişiler de bile açıkça görülebilmektedir.
Mevcut teknoloji hyaluronik asidin sentetik yoldan üretilerek yüz, boyun ve ellerdeki kırışıklıkları gidermek üzere bir dolgu maddesi olarak enjeksiyon yoluyla deri altına verilmesine olanak tanımaktadır. Bu dolgu vücut tarafından emilip tolere edilebilen bir yapıdadır. Tamamen organizmaya uyumlu ve organizma tarafından eritilebilen doğal bir maddedir. Cilde enjekte edildiği andan itibaren, vücudun kendi hyaluronik asidi ile berabar çalışmaya başlayarak hacim yaratır. Ayrıca bağ dokusundaki asit 1-2 günde yarılanırken, sentetik hyaluronik asitlerde uzun zincirler arasında bağlar oluşturularak dokuda kalma süresi daha uzun hale getirilir. Böylece, büyüme faktörleri ve hormonlar, glikoz ve oksijen gibi önemli besleyici ajanların serbest geçişine olanak verir. Dolgu maddesinin parçaları arasında hücreler dolaşabilir, moleküller çözüldüğünde bile suya dönüşen bir maddedir, dolayısıyla vücutta bulunduğu sürece sağlıklı bir cilt görünümü sağlar.
Etkileri 6 ila 18 ay sürebilen hyaluronik asit diğer dolgu maddelerinin aksine yan etkiler yönünden daha güvenlidir. Ayrıca 30 dk gibi bir sürede uygulama tamamlanır. Yüz bölgesinde özellikle kaşları çeşitli sebeplerle çatmaktan kaynaklanan kaş arası derin çizgilerini yok etmede, ağız kenarlarında oluşmuş mimik çizgilerini, sigara içmekten kaynaklı dudak üstü çizgilerini yok etmede kullanılmaktadır. Bunların haricinde boyun, dekolte ve ellere de başarı ile uygulanabilmektedir. Ayrıca dudak çizgilerini ve yüz konturlerini belirleme, burun ve çene şekillendirme amacı ile de kullanılmaktadır.
Hyaluronik asit dolgularından farklı olarak derinin kendi kolajen üretimini destekleyen ve daha uzun süreli kalıcılık etkisi gösteren dolgu maddeleri de mevcuttur.